İnternet 4.5’tan 5G alacak mı?

Geçtiğimiz günlerde gerçekleşen frekans ihalesi akıllarda birçok soruyla geride kaldı: Nedir bu 4.5G? Daha çok hızdan mı yoksa daha iyi çekimden mi bahsediyor? 4.5G kullanmak için telefonumu değiştirecek miyim? Yoksa Türkiye 5G mi kullanacak? Her durumda, telefon faturam düşecek mi yoksa artacak mı?

Dünyada birçok devlet, halk arasında 4G olarak adlandırılan LTE (Long-term evolution) teknolojine geçmiş dursun, Türkiye bu konuyla yılbaşında tanıştı. 4.5, 4.1 ya da 4.3 fark etmez, aslında bizim bugün konuştuğumuz teknoloji ya da yeni nesil internet LTE diye biliniyor. Zira şu an kullandığımız 3G ile 4G arasında 10 kat hız farkı var. Aslında bu örnek bile, 4G yani LTE ile yepyeni bir nesle geçildiğini çok güzel özetliyor.

LTE teknolojisine geçebilmek için şu an kullanılan 900 ve 1800 frekanslarından daha fazlasına ihtiyaç vardı. Hoş, ihtiyaç olmasa da bu frekanslar üç operatör tarafından tam kapasiteleriyle kullanılıyordu. Daha sonra 26 Mayıs 2015’te yapılması planlanan ihale, 26 Ağustos 2015’e ertelendi.  Bu esnada ise 4G’ye geçmekle zaman kaybetmeden 5G’ye mi geçsek tartışmaları gündemi bir hayli meşgul etti. Ve ihale, sonunda, 26 Ağustos’ta 4.5G için frekans ihalesi olarak gerçekleşti,  toplam 18 paket yeni sahiplerine yani operatörlere dağıtıldı.

Peki, 3 büyük telekom operatörü aldıkları bu frekanslarla ne yapacak?

Operatörler, son iki yıldan bu yana 4G testlerini yapıyordu.  Rekor fiyatlara dağıtılan frekans paketleriyle operatörler gerekli altyapı çalışmalarını tamamlayacak ve Nisan 2016’da bu yeni nesil internet teknolojisi, 4G özelliği bulunan akıllı telefona sahip kullanıcılarının hizmetine sunacak.

4.5G hayatımıza neler getirecek?

4.5G, açtığımız bir web sayfasının sadece daha hızlı bağlanmasını sağlamayacak tabi ki… Adı üzerinde, yeni nesil olarak nitelenmesinin sebebi de, hayatlarımıza yepyeni bir soluk getirecek olması…

En basit haliyle baktığımızda örneğin internet kapasitesi ve hızı arttığında dizi, haber ya da filmlerimizi TV yerine internet üzerinden kolaylıkla seyretmek mümkün olacak. Biz, son kullanıcıların özellikle istediğimiz her şeyi istediğimiz yerde seyretme talepleri varken, görsel veri indirme ve yükleme konusu ön plana çıkacak.

Evlerimizde bulunan eşyalarımız bağlı olmalarından dolayı bize daha çok yardımcı olabilecek, ya da ödemelerimizi daha kolay yapabileceğiz. Ev dışında, şehirlerde ise artık çok duyduğumuz ama bir türlü zihnimizde net olmayan akıllı şehirlere ulaşabileceğiz. Bulut servisler, daha akıllı mobil cihazlar, sensörlerin hayatımızın birçok yerinde kullanılmaya başlanması… bunları hepsi 2016’da, an meselesi olacak. Özellikle sensörler, bize fatura harcamalarımız, ev sakinlerinin hareketleri gibi konularda yardımcı olacak. Hal böyle olunca, akıllı telefonlarımıza tüm bu özellikleri karşılayan yeni aplikasyonlar gelecek. Bu aplikasyonlarla otomobillerden televizyona kadar bir çok eşya birbirleriyle konuşabilecek.

İş tarafına baktığımızda ise bu teknoloji sayesinde, şirket çalışanları daha esnek (!) çalışabilecek, kritik belgeler daha kolay ulaşılabilir olacak, bulut teknolojisinden dolayı daha katma değerli üretim olacak, maliyetler biraz düşecek.

Peki, 5G ne zaman gelecek?

Her ne kadar Mayıs-Ağustos arası dönemimizi 4 mü yoksa 5G mi diye tartışarak geçirdiysek de, 5G’nin 2020’den önce kullanılması pek mümkün değil. Bırakın operatörleri, bu teknolojiyi geliştiren Huawei, Ericsson gibi şirketler 5G’yi yeni yeni test etmeye başladılar. Bu teknolojinin 2018 yılında dünyaya gösterilmesi bekleniyor; fakat ticari kullanım, yani bizlerin kullanımına sunulması için 2020’yi bekleyeceğiz.